Karanlık Tasarımlar
Karanlık Örüntüler

Karanlık örüntüler, salt tasarım ögeleriyle sınırlı olmayıp; psikoloji, bilinçaltı dinamikler, pazarlama stratejileri ve yazılım teknolojileri gibi çok disiplinli bir zeminden beslenerek, kullanıcıların karar verme süreçlerini yönlendirmeyi ve manipüle etmeyi amaçlayan bütüncül stratejiler olarak değerlendirilmektedir. Bu yüzden yabancı literatürde "Dark Design" değil, "Dark Pattern" olarak tanımlanmıştır. 2024 yılında ise Ömer ERDEM, doktora tezinde dark pattern terimini "Karanlık Örüntüler" olarak Türkçeye çevirmiştir.

Karanlık Örüntüler Hakkında

Dijital çağın bireyleri, günlük yaşamlarında bilgisayarlar ve akıllı cihazlarla yoğun bir şekilde etkileşim halindedir. Günümüzde, çevrimiçi dünyayla etkileşime giren kullanıcılar, genellikle hizmet sağlayıcıların öncelikli amaçları doğrultusunda tasarlanan arayüz modelleriyle karşılaşmaktadırlar. Söz konusu amaçlar uğruna hazırlanan tasarımların bazen kullanıcıları rasyonel karar alma süreçlerinde yanılttığı görülmektedir. Kullanıcıyı yanıltma olgusunu, Harry Brignull "dark pattern" olarak adlandırılmıştır. Brignull’a göre dark pattern (karanlık örüntüler); ‘kullanıcıları başka türlü yapmayacakları şeyleri yapmaları için kandırmak amacıyla dikkatlice hazırlanmış kullanıcı arayüzleridir (Brignull, 2013).
Günümüze uzanan akademik araştırmalar ve internet ortamlarında yürütülen çalışmalar incelendiğinde, bazı karanlık örüntü tiplerinin tanımlandığı ve taksonomilerinin oluşturulduğu görülmektedir.
Ayrıca kullanıcıların, karanlık örüntülere hangi yoğunlukta maruz kaldığı, yapay zekâ ve yazılım teknikleri kullanılarak gerçekleştirilen internet taramalarıyla belirlenmiştir. Yapay zekâ ve yazılım teknikleri kullanılarak gerçekleştirilen internet taramaları sonucu 11 bin web sitesi arasında 1818 adet karanlık örüntü örneği tespit edilmiştir (Mathur, Acar, Friedman, Lucherini, Mayer, Chetty & Narayanan, 2019). Karanlık örüntü tekniklerinin yoğun olarak uygulandığı bir diğer platform ise mobil uygulamalardır. Di Geronimo ve arkadaşları (2020), 240 popüler Android mobil uygulamayı analiz ederek, %95'inin bir veya daha fazla karanlık örüntü içerdiğini ve ortalama olarak popüler uygulamaların en az yedi farklı aldatıcı arayüz türü barındırdığını ortaya çıkartmıştır.

Karanlık örüntüler, talep sahipleri ve kullanıcı deneyimi tasarımcıları tarafından, kullanıcıları manipüle etmek veya gerçek tercihlerini ifade etmelerini zorlaştırmak için tasarlanmış kullanıcı arayüzler olarak tanımlanan bir fenomendir. Bu alanda gerçekleştirilen çalışmalarda, araştırmacılar karanlık örüntüleri çok boyutlu olarak ayrıntılı şekilde tanımlamışlardır. Mathur, Kshirsagar & Mayer (2021), karanlık örüntü uygulamalarını dört yönlü olarak açıklar. İlk yön, kullanıcıları etkileyebilecek kullanıcı arabiriminin özellikleri ile ilgilidir. Bu özellikler bazı tanımlarda karanlık örüntü kullanıcı arayüzlerini “tasarım hileleri” olarak tanımlarken (Brignull ve Waldman), diğer bir başka araştırmada “yanıltıcı arayüzler” olarak tanımlanmıştır (Bösch vd., 2016). Bazı araştırmalarda ise, bir dizi alternatif özelliklerle karanlık örüntüler tanımlanmıştır. Örneğin, Bösch ve arkadaşları karanlık örüntü tasarımlarının “zorlayıcı, yönlendirici veya aldatıcı” olduğunu belirtirken, Gray ve çalışma grubu ise karanlık örüntülerin “çirkin, zorlayıcı veya aldatıcı” özelliklere sahip olduğunu belirtmiştir (Bösch vd., 2016; Gray vd., 2020).

Karanlık örüntülerin ikinci yönü, etki mekanizmasıdır. Bazı tanımlar karanlık örüntüleri, kullanıcı niyetini bozma (Brignull, 2013; Lewis, 2014; Bösch vd., 2016) ve kullanıcıların tercihlerini alt üst etme (Bösch vd., 2016; Luguri ve Strahilevitz, 2021) olarak tanımlarken, bazıları, karanlık örüntülerin kullanıcıları “kandırdığını” belirtir (Bösch vd., 2016; Westin ve Chiasson, 2019; Maier and Harr, 2020). Karanlık örüntüler, ikna edici arayüz tasarımı yoluyla insanların davranışlarını yönlendiren (kötü) tasarım dürtüleridir (Graßl vd., 2021). Birçok tanım, karanlık örüntülerin kullanıcılar üzerinde birden fazla etki işlevine sahip olduğunu belirtir. Örneğin, Westin ve Chiasson (2019) karanlık örüntüleri kullanıcıları manipüle etmek, kullanıcı amaçlarını altüst etmek ve kullanıcıları kandırmak olarak tanımlarken, Conti ve Sobiesk (2010) karanlık örüntüleri saldırmak, sömürmek veya manipüle etmek olarak tanımlar.

Karanlık örüntü tanımlarının üçüncü yönü, kullanıcı arayüzü tasarımcısının rolüdür. Araştırmacıların aktardıklarına göre: Karanlık örüntüler bir tasarımcının kendi alanına özgü insan davranışı bilgilerini kötüye kullanmasıdır (Gray vd., 2018; Lacey, Caudwell, 2019; Westin, Chiasson, 2019; Maier, Harr, 2020; Mathur vd., 2021). Diğer tanımlar, tasarımcıların bir amaca ulaşmak için kasıtlı olarak karanlık örüntüleri kullandıklarını belirtir (Conti ve Sobiesk, 2010; Zagal vd., 2013; Gray vd., 2018; Luguri, Strahilevitz, 2020; Gray vd., 2020). Ayrıca Mathur ve arkadaşları 2021 yılında yaptığı araştırmalarında Fogg'un (1999) benzer bir ifadesini dile getirirler; Fogg’a göre, kullanıcı arayüzü tasarımcıları, kullanıcıları kasıtlı olarak etkilemek için “ikna edici teknolojiler” kullanabilirler. Bu kasıtlı davranışa ek olarak, Kight ve Gram-Hansen (2019), tasarımcıların, paydaşları tarafından belirli ölçütleri veya hedefleri karşılamak adına karanlık örüntü uygulamaları kullanmaları konusunda baskı gördüğünü belirtmişlerdir.

Mathur vd. (2021) göre karanlık örüntülerin dördüncü yönü, arayüz tasarımından kaynaklanan faydalar ve zararlardır. Bazı araştırmalar karanlık örüntüleri çevrimiçi bir hizmetten yararlanmayı amaçlamak olarak tanımlarken (Conti ve Sobiesk, 2010; Mathur vd., 2019; Utz vd., 2019; Gray vd., 2020), diğer araştırmalar karanlık örüntüleri, kullanıcılara zarar verici içeriklere sahip olan arayüzler şeklinde (Zagal vd., 2013; Gray vd., 2018; Waldman, 2020).

Karanlık örüntüler manipülatiftir, insan zihninin işleyişini çözümleyen bilişsel yaklaşımları kullanır ve dijital ortamlarda kendini bir zemine oturtmuştur. Karanlık örüntüler konusunda yakın geçmişte farkındalık oluşsa dahi, aslında karanlık örüntüler son otuz yılın eğilimlerinin sonucudur. Bu eğilimler; perakende dünyasındaki aldatıcı uygulamalar, araştırma ve kamu politikasındaki dürtmeler ve tasarım şirketleri tarafından gerçekleştirilen büyüme korsanlıklarıdır (Narayan vd., 2020). Perakendecilik endüstrisi, normalleştirilmişinden, hukuka aykırı olana varan bir yelpazede değişen, uzun ve aldatıcı, manipülatif uygulamalar geçmişine sahiptir. Bu tekniklerden biri olan psikolojik fiyatlandırma (yani fiyatı tam sayıdan küsurata indirmek, örn. 5.99) günümüzde artık normal olarak görülmektedir. Bu teknik tamamen yasaldır ve tüketiciler bu durumu gönülsüz de olsa kabul etmiş durumdadır. Ayrıca bu teknik etkili olmaya da devam etmektedir: Tüketiciler, eğer bir ürüne psikolojik fiyatlandırma (8,99 gibi) uygulanıyorsa, fiyatları olduğundan az tahmin etmektedirler (Bizer & Schindler, 2005). Yasadışı olmasına rağmen yalnızca bir takım yaptırım eylemleri ile sonuçlanan, mağaza kapanmalarına ilişkin yalan iddialar ve tüm mağazayı kaplayan zararına satışlar duyurusu yapan tasarım afişleri ise daha ciddi manipülatif uygulamalar olmaktadır.

Karanlık modeller hedeflediği manipülasyonları birtakım bilimsel yaklaşımlara ve disiplinlere dayandırır. Bunlardan biri olan davranışsal iktisat yaklaşımı, insanların psikolojik, davranışsal, duygusal ve sosyal faktörleri inceleyerek nasıl karar verdiklerini anlamaya çalışan bir çalışma alanıdır. Davranışsal iktisat, geleneksel ekonomi teorilerinin aksine, insanların irrasyonel olduğunu iddia eder. Bireylerin iktisadi karar ve tercihlerinde zihinsel, duygusal ve psikolojik faktörlerin etkileri olduğunu belirtir. Sabitleme, kolaya kaçma, varsayılanı tercih etme, engelleri kaldırma, sorunları görmezden gelme, sosyal kanıt gibi birtakım insan davranışlarının, davranışçı iktisat yaklaşımı ile kanıtlanmış neden-sonuç ilişkileri doğrultusunda kullanıcı arayüz tasarımlarında da karanlık örüntüler kullanılmaktadır. Davranışsal iktisata göre insanlar, çoğunluğun aldığı kararların, nesnel bir veri olmasa dahi irrasyonel bir biçimde doğru olduğunu düşünür. Örneğin, bir alışveriş sitesinde, ürünün üzerine yerleştirilen sıklıkla gördüğümüz “en çok satılan ürün” tasarım etiketi, kullanıcılarda, “diğer insanların da aynı ürünü tercih ettiğine, dolayısıyla bu ürünün doğru bir tercih olabileceğine” dair bir düşünce oluşturur. Bu bilgi, gerçek bulgulara dayandırılarak kullanıcılara sunulduğunda, davranışsal iktisadın sosyal kanıt ilkesine bağlı olarak fayda sağlayan bir biçimde kullanılmış olur. Fakat karanlık örüntülerde olduğu gibi gerçekliği yansıtmayan, firmanın daha fazla kar ettiği veya bir biçimde satışına öncelik kazandırmak istediği ürünü satmak için kullanılıyorsa etik dışıdır.

Son eğilim olan büyüme endüstrisine yönelik tasarım usulsüzlükleri en doğrudan karanlık örüntülere dönüşen (hack) ele geçirmelerdir. Bunlardan iyi bilinen ve tartışmasız en eski büyüme saldırısı Hotmail tarafından gerçekleştirilmiştir. Hotmail, 1996 yılında piyasaya çıktığında kurucular, ilk olarak billboard reklamcılığı gibi geleneksel pazarlama yöntemlerini değerlendirdiler. Bu yöntemlerle hedefledikleri başarıya ulaşamayan firma, sonrasında viral bir pazarlama stratejisine girmiştir: Hotmail, giden her e-postaya otomatik olarak “hotmail ile ücretsiz e-postanızı alın” yazısını ekleyerek, esasen kullanıcıların kendileri adına reklam yapmasını sağlamıştır ve önemli boyutlarda viral büyümeye ulaşmıştır (Narayan vd., 2020).

Tüm bu eğilimler teknolojinin, grafik tasarım disiplininde yarattığı yeni medya ortamlarını, mesleki tanımlamaları ve tasarımın artık diğer bilimsel kuram ve yaklaşımlardan beslenen disiplinlerarası yeni bir biçime dönüştüğünü göstermektedir. Elbette ki grafik tasarım geleneksel iletişim dilini; afiş, katalog, ambalaj gibi ürünlerle günümüzde dahi sürdürmektedir. Fakat endüstri devrimi öncesinde iyi grafik tasarım denildiğinde başlıca akla gelen, bir çalışmanın; tipografi, renk, oran orantı, denge gibi grafik tasarımın temelleri ve ilkeleri bütünlüğüne sahip olması olurken; endüstri 5.0’ı yaşadığımız hız çağında ise bu temel ve ilkelerle birlikte, iyi tasarımın başat nitelikleri çevreye duyarlı olan, sürdürülebilir, tüketiciyi doğru tüketime yönlendiren ve bu araştırmanın önemli gerekçelerinden biri olan ve günümüzde fazlasıyla ihtiyaç halinde olan “yanıltmayan tasarımlar” olmaktadır. Bu bağlamda, araştırmada günümüz grafik tasarımının öncelikli sorunları mercek altına alınmıştır. Özellikle, grafik tasarımın bir araç olarak kullanılarak insanların gereksiz tüketime özendirildiği ve sermaye çıkarlarına göre manipüle edildiği endişesiyle şekillenen bu araştırma, web ortamlarında keşfedilen ve literatürde "dark patterns" olarak geçen bilimsel bir gerçeklikle desteklenmektedir.

Ayrıca karanlık örüntülerde kullanılan manipülatif tekniklerinin benzerleri günümüzde gerçek ortamlarda ki grafik tasarım ürünlerinde de kullanılmaktadır. Bazı ambalaj tasarımları üzerinde yazan “şeker ilavesiz” yazısı ilk bakışta, ürünün şeker içermediğine dair bir izlenim uyandırmaktadır. Oysa bunun yerine “yalnızca doğal şeker içerir” şeklinde yazılacak bir yazı daha doğru olacaktır ve tüketiciyi yanıltmayacaktır. Birçok ambalaj tasarımın, içinde bulundurduğu ürünün gerçek fotoğrafını kullanmayıp, çok daha abartılı, estetik ve dolgun görünen işlenmiş fotoğrafları kullanması da doğrudan tüketici yanıltmaya yönelik manipülatif uygulamalardır.

Karanlık örüntüler, kullanıcı arayüzlerinde uygulanan manipülatif tasarım teknikleridir. Bu teknikler, kullanıcıları belirli eylemleri gerçekleştirmeye yönlendirmek, gerçek tercihlerini ifade etmelerini zorlaştırmak veya daha bilinçli düşünme süreçleri yerine hızlı kararlar vermelerini sağlamak için bilişsel önyargılardan yararlanır. Karanlık örüntüler, kullanıcı davranışlarını değiştirmek veya önceden belirlenmiş hedeflere ulaşmak amacıyla tasarlanmıştır. Bazı düzenleyici önlemler alınmış olmasına rağmen, karanlık örüntüler hala etkin bir şekilde kullanılmaktadır. Karanlık örüntülerin kullanımını kısıtlayacak yasa önerisi (Çevrimiçi Kullanıcılara Yönelik Yanıltıcı Deneyimleri Azaltma Yasası veya DETOUR Yasası[1]) şu anda ABD Senatosunda bekletilmektedir. 12 Temmuz 2021 tarihinde Senato'da sunulan bu yasaya göre, büyük çevrimiçi işletmelerin tüketicileri yanıltacak şekilde ürünlerini manipüle etmelerini yasaklanmaktadır. Yürürlüğe giren Kaliforniya Tüketici Gizlilik Hakları Yasası’na (CPRA) göre, tüketicilerin veri toplama ve paylaşmayı açıkça anlama ve gerçekten bilgilendirilmiş onay verme becerilerini bozan veya çarpıtan kullanıcı arayüzü tasarımları olan "karanlık örüntülerin" kullanımı sınırlandırılmaktadır.

23 Şubat 2023 tarihinde, İtalyan Veri Koruma Kurumu (DPA), Ediscom S.P.A. aleyhine, dijital hizmetlerden faydalanan kullanıcıların karar verme süreçlerini manipüle eden karanlık örüntüler kullanımına atıfta bulunarak 300.000 avroluk para cezası vermiştir. Alınan kararın gerekçesinde arayüz tasarımında dengeli olması gereken iki seçenek için farklı yazı tiplerinin kullanılmasının rastgele veya hatalı bir uygulamanın sonucu olmadığı belirtilmiştir. Arıca bu duruma ilişkin yasal yaptırımları sağlamak için İtalyan Veri Koruma Kurumu (Italian Data Protection Authority - DPA) çevrimiçi veritabanlarının mevcut etiketlerine "dark pattern" anahtar kelimesini eklemiştir[2]. Hindistan hükümeti 2023 yılında Merkezi Tüketiciyi Koruma Kurumu, karanlık modellerin önlenmesi ve düzenlenmesini sağlamak amacıyla bir yönerge yayınlamıştır. Yönergeye göre; tüketicinin özerkliğini, karar verme veya seçim yapma yetisini yıkarak veya zayıflatarak; yanıltıcı reklam veya haksız ticari uygulama veya tüketici haklarının ihlali anlamına gelmektedir[3]. Güney Kore Adil Ticaret Komisyonu ("KFTC") 31 Temmuz 2023 tarihinde 'Çevrimiçi Karanlık Kalıpların Özdenetimine ilişkin Kılavuz İlkelerini' açıkladı. Politika yönü duyurusunda bir karanlık modelin tanımlanmasına ilişkin kriterleri daha da özetledi ve piyasa özerkliğine tamamen saygı duyarak bu kriterlerden sapan her türlü faaliyeti aktif olarak ele alma sözü verdi[4].

Avrupa Birliğinin Nisan 2022 yılı yayımladığı raporuna göre AB tüketicileri tarafından kullanılan en popüler web siteleri ve uygulamaların %97'si en az bir karanlık örüntü kullanmaktadır. Altı Üye Devlette (Bulgaristan, Almanya, İtalya, Polonya, İspanya, İsveç) 7430 katılımcıyla haksız uygulamaların tüketicilerin karar verme süreçleri üzerindeki etkilerini araştırmak için online bir deney uygulanmıştır. Deney, karanlık kalıplara maruz kalmanın tüketicilerin başka türlü yapmayacakları seçimler yapmalarına yol açıp açmadığını, yani rasyonalite ihlaline neden olup olmadığını ve Haksız Ticari Uygulamalar Direktifi'nin (Unfair Commercial Practices Directive - UCPD) işlemsel karar testini karşılayıp karşılamadığını göstermektedir. Sonuçlar, "gizli bilgi", "duygularla oynama" ve "kişiselleştirme ile birlikte duygularla oynamanın" tüketicilerin işlemsel kararları üzerinde etkili olduğunu ve tercihleriyle tutarsızlığa yol açtığını göstermektedir. Tüm karanlık örüntülerle ilgili olarak ise, tüketicilerin karanlık kalıplara maruz kaldıklarında ortalama tüketicilere (%47,24) kıyasla tutarsız tercihler yapma olasılığının (%50,89) daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur[5].

Princeton ve Chicago Üniversitesi'ndeki tasarımcı ve bilgisayar bilimcileri, karanlık örüntülerin yaygınlığına ilişkin kapsamlı bir araştırma yaparak bu soruna ilişkin önemli veriler ortaya koymuşlardır. Yapılan araştırmada, popüler alışveriş sitelerinin yüzde 11'inden fazlasında karanlık örüntülerin kullanıldığı ortaya çıkmıştır. Ayrıca, en popüler sitelerin karanlık örüntüleri kullanma olasılığının daha yüksek olduğu görülmüştür (Mathur vd., 2019). ABD Google Play Store'da yapılan bir başka araştırma ise ücretsiz Android uygulamalarının yüzde 95'inde karanlık örüntülere rastlandığını göstermiştir (Di Geronimo vd., 2020).

Araştırmacılar karanlık örüntüleri inceledikçe, bu manipülatif tasarım tekniklerinin neden ve nasıl kullanıldığına dair daha fazla bilgi edinmektedirler. Sonuç olarak, karanlık örüntüler, endüstri tarafından yaygın bir şekilde kullanılan manipülatif tasarım teknikleri olarak ortaya çıkmaktadır. Birçok ülkede, bu örüntülerle ilgili yasal ve sosyal boyutta düzenlemeler yürütülmektedir. Ancak, ülkemizde henüz bu konuda gerçekleştirilmiş bir araştırma bulunmamaktadır. Türkiye'de kullanıcıların maruz kaldığı karanlık örüntülerin etkisi tam olarak anlaşılamamış olup, konuyla ilgili daha fazla araştırma ve düzenleme yapılması gerekmektedir. Kullanıcıların korunması ve şirketlerin dürüst ve adil bir şekilde hareket etmesi için karanlık örüntülerin etik boyutuna netlik getirilerek, yalnızca kullanıcı ve toplum yararına olanlarının uygulamada olması sağlanmalıdır. Bu bağlamda, yasa yapıcıların ve düzenleyici kurumların etkin rol alması gerekmektedir.

Öğretim Görevlisi. Dr. Ömer ERDEM

[1] https://www.congress.gov/bill/117th-congress/senate-bill/3330

[2] https://policyreview.info/articles/news/emergence-of-dark-patterns-as-a-legal-concept Erişim: 01 Aralık 2023

[3]https://content.internetfreedom.in/api/files/divco3ywedt9rpe/5mpiddd43833h9z/draft_guidelines_for_prevention_and_regulation_of_dark_patterns_2023_EZdaepDGeV.pdfErişim: 19 Aralık 2023

[4]https://www.bkl.co.kr/law/insight/newsletter/detail?searchCondition=&searchKeyword=&searchDateFrom=&searchDateTo=&orderBy=orderByNew&pageIndex=1&whichOne=NEWSLETTER&menuType=law&lawNo=&expertNo=&newsletterNo=5457&memberNo=&fieldNo=&lang=enErişim: 05 Eylül 2023

[5] https://op.europa.eu/en/publication-detail/-/publication/606365bc-d58b-11ec-a95f-01aa75ed71a1/language-en Erişim: 19 Aralık 2023

KAYNAK

Öğretim Gör. Dr. Ömer ERDEM

Karanlık Örüntü Türleri

Yem ile Değiştirme

Bir anlaşma veya indirim için son tarih belirtir ve bu tarihe kadar geri sayım yapar

Son tarih belirtilmeden bir anlaşma veya indirim için sınırlı süre kaldığını gösterir

Çevrimiçi alışveriş sepetine izinsiz ek öğeler eklemek

Gizli maliyet

Geri sayım sayaçları

Gizli abonelik/zorunlu süreklilik

Sınırlı süreli mesajlar

Sepete gizlice eklemek

Genellikle daha sonra ödeme sürecinde olmak üzere ek maliyetler getirmek

Ücretsiz deneme izlemi, kullanıcılara herhangi bir uyarı yapılmadan kredi kartlarından ücret alınması

Kullanıcı bir şey yapmak için yola çıkar ancak bunun yerine (Genellikle istenmeyen) başka bir şey olur

Az stok mesajları

Kullanıcıya ürün veya hizmetin, tükenmek üzere olduğuna yönelik mesajlar verir

Yüksek talep mesajları

Kullanıcıya bir ürünün yüksek talep gördüğüne dair sinyal vererek satış olasılığını ima eder.

Sistemden Çıkışı Zorlaştırma

Kaynağı bilinmeyen müşteri referansları

Görüşler

Kullanıcının bir hizmete kaydolmasının kolaylaştırılması ancak iptal etmesinin zorlaştırılması

Sürekli Tekrarlayan İsteklerde Bulunma

Kullanıcının kapatması ve iptal etmesi zor olan bildirimler sunar

Yanlış Hiyerarşi

Kullanıcılara görsel olarak diğerlerinden daha çekici olan bir veya daha fazla seçenek sunmak

Duygu ile oynamak

Kullanıcıları bir ürünün daha pahalı bir çeşidini edinmesi için ikna etmeye çabalayan stratejiler

Baskı Altında Satış

Kullanıcıyı belirli bir eyleme ikna etmek için herhangi bir dil, stil, renk veya başka bir unsur duygu uyandırır